Ultra işlenmiş yiyecek ve içecekler kanser riskini arttırıyor mu?

Dash Diyeti


Ultra işlenmiş yiyecek ve içecekler kanser riskini arttırıyor mu?

İşlenmiş besinler ve gıda katkı maddelerinin sağlık etkileri son dönemde yeniden gündeme gelmiştir. Ultra işlenmiş besinlerin kanser riskini arttırabileceğini öne süren ve basında yer bulan birçok haber, Fransa’da 104.980 yetişkin birey üzerinde beslenme ve kanser ilişkisini incelemek üzere yürütülmüş, geniş ölçekli bir kohort araştırmanın sonuçlarına dayanıyor.

Araştırmaya katılan bireyler, 2009-2017 yılları arasında takip ediliyor ve her 6 ayda 1 kez, 24 saatlik besin tüketim kayıtları online olarak alınıyor. Besin tüketimlerine ek olarak katılımcıların cinsiyet, yaş, sağlık durumu, sigara içme durumu, beden kütle indeksi, ailede kanser öyküsü, sosyo-ekonomik durum ve fiziksel aktivite düzeyleri gibi demografik ve yaşam tarzı özellikleri de değerlendiriliyor. Sağlık durumlarının nasıl değiştiği ve klinik bulguları ise her yıl takip ediliyor.
 

Araştırmanın sonuçları ne söylüyor?

NOVA sınıflaması, yiyecek ve içecekleri onlara uygulanan işleme yönteminin niteliğine, amacına ve derecesine göre 4 gruba ayıran sınıflamadır. Araştırmacılar, yiyecek ve içecekleri NOVA sınıflandırmasını kullanarak yiyecek ve içecekleri, işlenme düzeyine göre dört gruba ayırıyor. En üst düzey "ultra-işlenmiş" (seri üretim ekmek ve kekler, atıştırmalıklar, şeker içeren besinler, gazlı içecekler, hazır yemekler ve et ürünleri bu grupta kabul edilmişti) yiyecek ve içecekleri temsil ediyordu. Beslenme düzeninde, ultra-işlenmiş besin tüketimindeki her % 10’luk artışın, kanser riskinde de %12 oranında artışa sebep olduğu sonucu bildiriliyor. Kanser türleri riski ayrı ayrı incelendiğinde, meme kanseri riskinde %11 artış görülürken, kolon ve prostat kanseri riskinde herhangi bir artış saptanmıyor. Meme kanserinin ise menapoz sonrası dönemde artmış olabileceği belirtiliyor. Tuz veya şeker içeren konserve sebzeler, tuzlanmış etler, peynir gibi, işlenmiş besinlerin tüketimi ile kanser riski arasında bir ilişki bulunmuyor. “Az işlenmiş ya da işlenmemiş besin” tüketimiyse daha düşük kanser riski ile ilişkili bulunuyor. Beslenme düzeninde bu besinlerin tüketiminde her %10’luk artış ile kanser riskinin %9 oranında azaldığı saptanıyor.


 

Araştırmanın Sonuçları Nasıl Değerlendirilmeli?

Araştırmanın yöntemi: Yöntemi/kurgusu nedeniyle bu tip bir araştırma yalnızca olası ilişkiyi gösterebilir dolayısıyla "ultra işlenmiş yiyecek ve içecek" olarak adlandırılan gıdaların, kansere neden olup olmadığını kesin olarak söyleyemez.

Takip ve gözleme dayalı bu araştırma, neden-sonuç ilişkisini yorumlamada yeterli değildir: Araştırmada, ultra-işlenmiş sınıfında kabul edilen yiyecek ve içeceklerin sayısı ve çeşitliliğinin artmış olması, yiyecek ve içeceklerde hangi bileşen veya bileşenlerinin artan olası kanser riskinden sorumlu olabileceğini belirlemeyi de zorlaştırır. herhangi bir kaynaktan besine göç edebilen / bulaşan bir bileşen kanser riskinde artışa yol açmış olabilir. Aşırı miktarda, ultra işlenmiş yiyecek ve içecek tüketen bireylerin sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemediği de düşünülebilir.
 

Araştırmaya katılan bireyler, toplumun genelini yansıtmıyor olabilir:

Araştırmanın başlangıcında katılımcıların yaş ortalamaları 43 ve bireylerin %78'i ise kadındı. Bireyler arasında kadın sayısının fazla olması yüksek meme kanseri riskinin de bir sebebi olabilir. Bireyler arasında az sayıda erkek olması, prostat kanseri riskinin ve bireylerin orta yaş grubu olması da kolon kanseri riskinin neden artmadığının sebebi olabilir. Bu araştırmanın sonuçlarına göre yılda 100 bin bireyde 786 kanser vakası görüldü ki bu oran ulusal Fransa ortalaması olan 972’nin altındaydı. Verilerin online olarak toplandığı bu araştırmada, bu katılımı sağlayabilecek eğitim düzeyinde ve dolayısıyla sağlık bilinci de yüksek olabilecek genç bireylerden oluşan bir örneklem seçmek sonuçları etkileyebilecek birçok değişkeni de beraberinde getirmiş olabilir.

Belirli aralıklarla sorgulanan besin tüketimi ve yaşam tarzı değişkendir: Besin tüketimi ve yaşam tarzı değişkenlik gösterir. Araştırmacılar, bireylerin gerek hafta içi gerek hafta sonu besin tüketimlerini değerlendirmeyi amaçlasa da, değerlendirme yine de 24 saatlik-1 günlük tüketimi yansıtmaktadır dolayısıyla genel beslenme alışkanlıklarını ve tüketimini yansıtmayabilir.

Kanser riskinde rol oynayabilecek sınırlı etmenler dikkate alındı: Çeşitli çevresel kanserojenler, radyasyon, viral ve diğer enfeksiyonlar ile zararlı güneş ışınlarına maruziyet gibi kanser riskinde önemli rol oynayabilecek etmenlerin sonuçları nasıl etkilediği bilinmiyor.

Meme, prostat ve bağırsak kanserlerinin, beslenme ile ilişkili olduğuna yönelik güçlü kanıtlar mevcuttur ancak bu araştırmada, yüksek ultra işlenmiş gıda tüketimi yalnızca meme ve genel kanser riski ile ilişkili bulunmuştur.

Bazı gıdaların ve besin bileşenlerinin, farklı kanser riskleriyle ilişkili olabileceğine dair kanıtlar mevcut ancak bu araştırmada gıdalar içerdikleri besin bileşenleri dikkate alınmaksızın yalnızca ne kadar işlenmiş olduklarına göre sınıflandırılmıştır. Dolayısıyla, şekerlemelerden, işlenmiş etlere, tam tahıllı ekmeklerden tam tahıllı kahvaltılık gevreklere kadar oldukça geniş bir yelpazede bulunan yiyecekler “ultra işlenmiş” olarak değerlendirilmiştir.
 

Otoriteler ne söylüyor?

• Avrupa Gıda Güvenliği Otoritesi (EFSA) beslenme kılavuzu; karbonhidrat, protein, yağ ve vitaminlerin günlük alınması gereken miktarları belirtmekte ve her gün 5 porsiyon taze sebze veya meyve tüketilmesini önermektedir. EFSA, ultra işlenmiş yiyecek ve içecekler için bir tüketim önerisi veya bir üst sınır beyan etmemektedir.

• Avrupa Gıda ve Beslenme Eylem Planı 2015-2020’nin önemli hedeflerinden biri de sağlığı teşvik edecek yiyecek ve içecek çevreleri ile etiketlemenin gerçekleştirilmesidir. Böylelikle tüketicilerin işlenmiş yiyecek ve içecekler hakkında farkındalığı arttırılabilir.

• Dünya Kanser Araştırma Fonu (WCRF), beslenme, yaşam tarzı ve kanser riski arasındaki ilişkiyi inceleyen bir derleme üzerinde çalışmalarına devam etmektedir.

• WCRF eldeki bulgulara dayanarak, enerji içeriği yüksek gıdalar ile şekerli içeceklerden kaçınılması, tuz alımının ve işlenmiş et kırmızı et tüketiminin sınırlandırılması ve daha fazla bitkisel kaynaklı besinlerin tüketilmesi gibi tavsiyelerde de bulunmaktadır.

• Belirli gıda ve besin bileşenleri, kanser riski ile ilişkili görülse de gıdaların işlenmesinin başlı başına kanser riskini artıracak bir etmen olduğu bilimsel olarak gösterilmemiştir

Kaynaklar:
• Srour et al. Consumption of ultra-processed foods and cancer risk: results from NutriNet-Santé prospective cohort. BMJ 2018; 360 doi: https://doi.org/10.1136/bmj.k322 (Yayın Tarihi: 14 February 2018)
• http://www.euro.who.int/__data/assets/pdf_file/0003/294474/European-Food-Nutrition-Action-Plan-20152020-en.pdf?ua=1
• http://www.euro.who.int/en/health-topics/noncommunicable-diseases/cancer/news/news/2016/02/preventing-cancer-the-european-code-against-cancer
• https://www.efsa.europa.eu/sites/default/files/2017_09_DRVs_summary_report.pdf
• https://www.nutrition.org.uk/nutritioninthenews/headlines/ultra-processed-foods-and-cancer.html

Paylaş

Sabri Ülker Vakfı